Yargıtay’dan yersiz alınan emekli aylıklarıyla ilgili önemli karar

yrgt

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi vefat eden Kadir K. adına yersiz olarak çekilen
emekli aylıklarının tahsili için yapılan icra takibinde, borçlunun itiraz etmesi
halinde davanın iş mahkemesinde değil genel mahkemede açılması gerektiğini belirten
önemli bir karar verdi.

Karar 26 Ocak 2023 tarihli Resmî Gazete yayımlanan karar şu şekildedir:

YARGITAY KARARI
Yargıtay 10. Hukuk Dairesinden:
Esas 2022/12116 Karar 2022/14281

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGITAY İLÂMI

Mahkemesi Tarihi No Davacı Davalılar : Manisa 3. İş Mahkemesi : 13.01.2022
: 2021/48-2022/3 : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı adına Av. A…:

Dava itirazın iptali istemine ilişkindir.

Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne kesin olarak karar
verilmiştir.

6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 363/1 maddesi uyarınca, Adalet
Bakanlığının 15.09.2022 gün ve 27421 sayılı yazısıyla kanun yararına temyiz
isteğinde bulunmuş olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Barış Kılıç tarafından
düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü
ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Dosya kapsamı incelendiğinde, müteveffa Kadir K.’in vefatından sonra yersiz
çekilen aylıkların tahsili için yapılan icra takibine, borçlu davalıların haksız
yere itiraz ettiği ileri sürülerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve
icra inkar tazminatına karar verilmesinin talep edildiği, mahkemece davanın
kabulüne karar verildiği ve kararın kesin olduğu anlaşılmıştır.

Görev konusu, kamu düzeniyle ilgili olup, mahkemelerce, yargılamanın her aşamasında
re’sen ele alınması gereken bir husustur.

îş Mahkemeleri, 5521 s. Kanunla kurulmuş olan istisnai nitelikte özel mahkemelerdir.
5510 s. Kanunun 101 inci maddesi, bu Kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların
iş mahkemelerinde görüleceğini kurala bağlamıştır.

Somut olayda, mahkemenin görevini belirlerken, taraflar arasındaki uyuşmazlığın
hangi hukuki sebebe dayandığına bakmak gerekir.

Uyuşmazlık, murisin vefatından sonra çekilen aylığının tahsilinden kaynaklanmaktadır.
Davanın, somut olayın özelliğine göre, sebepsiz zenginleşme ya da haksız fiilden
kaynaklandığı kabul edilebilir. Bu hukuki sebeplerden herhangi birine dayanılması
imkan dahilinde olup, bu durumda hakların yarışmasından (telahukundan) bahsedilir.(
Andreas von Tuhr, Borçlar Hukukunun Umumi Kısmı, C.Edege Çevirisi 1983, Sahife452
ve 453;, Dr. S.Reisoğlu Sebepsiz İktisap Davasının Genel Şartlan 1961 sahife
42 ve sonrası, Fikret Eren.; Borçlar Hukuku Genel Hükümler, C. III, 4. B., İstanbul,
1994, sayfa 14)
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında, somut olayda, uyuşmazlığın,
haksız fiil ya da sebepsiz zenginleşmeden kaynaklandığı, sosyal güvenlik hukukundan
kaynaklanmadığı belirgin olup, bu yönde, davada 5510 s. Kanunun uygulama yeri
bulunmadığı gibi, uyuşmazlığın 5510 s. Kanunun uygulanmasından kaynaklandığını
ortaya koyacak başka bir hüküm de mevcut değild
ir. Bu nedenle, davanın
İş Mahkemesinde değil, genel mahkemede görülmesi gerekir.

Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, yazılı şekilde
hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Açıklanan nedenlerle, Adalet Bakanlığının Kanun yararına temyiz isteminin kabulü
gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Adalet Bakanlığının Kanun yararına temyiz
talebinin kabulü ile Manisa 3. İş Mahkemesinin anılan kararının sonuca etkili
olmamak üzere HMK’nın 363/1 maddesi uyarınca Kanun yararına BOZULMASINA, HMK’nın
363/3.maddesi gereğince gereği yapılmak üzere kararın bir örneğinin ve dosyanın
Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE, 16.11.2022 tarihinde oy birliği ile karar
verildi.

Exit mobile version